Ege’de Yunanistan ile Türkiye ortasındaki sularda mülteci/göçmenlerin Yunanistan makamları tarafından Türkiye istikametine geri itilişi komşu ülke Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in başını ağrıtıyor. Ege’deki geri itmeler Atina’yı gerek AB nezdinde gerekse de iç siyaset sahnesinde sıkıntı durumda bırakıyor.
Geçtiğimiz haftanın sonlarında AB’nin geri itmelerle ilgili olarak Atina’yı yüksek tonda uyarması komşu ülkede geniş yankı buldu. AB’nin Yunanistan’ın geri itmeleri durdurmaması durumunda Atina’ya yaptırım uygulama konusundaki kararlılığı seçim sürecine giren muhafazakâr Yeni Demokrasi iktidarını güç durumda bıraktı.
Atina’da sol muhalefet Miçotakis hükûmetini ülkenin karşılaştığı büyük meseleleri sonuç alıcı biçimde yönetememekle suçluyor. Muhalefet partilerine nazaran büyük meselelerin ağırlaştığı bir süreçte Yunanistan için tek çıkış noktası erken milletvekilliği seçimleri.
‘YUNANİSTAN’IN WATERLOO’SU’ ÇIKIŞI
AB’den geri itmelerle ilgili ikazının Atina’da yankı bulduğu saatlerde SYRIZA’dan erken seçim daveti geldi.
Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Selanik Milletvekili Yiannis Amanatidis Miçotakis’in ağırlaşan problemler karşısında erken seçim kararı aldığı ve son demeçleriyle bu kararını kamuoyuyla paylaştığı görüşünü dillendirdi.
Amanatidis Miçotakis’in mülteci/göçmen sorunu, Türkiye ve NATO ile münasebetler üzere ciddileşen dış siyaset sıkıntılarına olan yansısını “Yunanistan’ın Waterloo’su” olarak tanımladı.
KKE: ‘GÖÇMENLER KÖLE TÜCCARLARIYLA GERİ İTMELER ORTASINDA KALIYOR’
Yunanistan Komünist Partisi (KKE) komşu ülkenin mülteci/göçmen açmazını Avrupa gündemin taşıdı. KKE’nin Avrupa Parlamentosu’ndaki temsilcisi Kostas Papadakis son gelişmelerle ilgili olarak şu yansıyı verdi:
“Avrupa halklarının, AB’nin İspanya-Fas hududundaki vahşetini öfkeyle izlediği bir vakitte, Komite, Yeni Demokrasi hükûmeti ne kadar teminat verirse versin Ege’deki gerçeklik de acınası bir duruma işaret ediyor: Gemi enkazları, ölüler, kayıplar, geri itmeler ve ıssız adalarda gebe bayanların doğumları. Türkiye tarafında köle tüccarları ve göçün araçsallaştırılması ve Yunanistan’ın egemenlik haklarını hedefleyen ağlar var. Başka taraftaysa, geri itmeler, Frontex, baskı, Midilli ve Sakız Adası’nda inşa edilen hapishaneler mevcut. Gerici AB-Türkiye Mutabakatı’nı, Dublin Tüzüğü’nü destekleyen AB ile Avrupa Parlamentosu’nun Sivil Özgürlükler Komitesi (LIBE) de sorumlulukları göz gerisi edilemez.”
Papadakis kelam konusu açıklamasının devamında, “Frontex’in sonda hiçbir işi yok, Yunanistan’ın egemenlik haklarını ihlâl ediyor ve kaldırılması gerekiyor. Hükûmetin geri itmelerinin utancına bir son vermeliyiz Hükûmetin Pakistan ve Bangladeş ile yaptığı kabul edilemez muahedeleri ortadan kaldırmak, birebir vakitte göçmenlerin Manolada ve öteki yerlerde olduğu üzere gettolarda yaşadığı ve çalıştığı sefil şartları durdurmak borcumuzdur” bildirisini verdi.
MİDİLLİ’DE PROTESTO EYLEMİ
Yunanistan hükûmetinin Ege’deki geri itmeleri öteki muhalefet partilerle sivil toplum kuruluşlarının da reaksiyonuna neden oluyor. Eski Maliye Bakanı Yanis Varoufakis liderliğindeki Mera25 mevzuyla ilgili yeni bir açıklamasında Miçotakis hükûmeti’nin geri itmeler konusunda tatmin edici açıklamalarda bulunmadığına ve hükûmet ile çok sağcı ögeler ortasında bu problemde art planda iş birliği olduğuna dair kuşkuların olduğuna dikkat çekti.
Geri itmeler sıkıntısıyla ilgili olarak geçtiğimiz saatlerde Midilli’de bir protesto aksiyonu gerçekleştirildi. Atina’da muhalefet partilerinin bildirilerine paralel olarak Midilli’deki hak savunucuları “bu barbarlığa son vermezsek ne cins bir toplum olacağız” sorusuyla bir yürüyüş düzenledi.
HÜKÜMETTEN ‘DENETİM MEKANİZMASI’ AÇIKLAMASI
Atina’daki son bilgiler AB nezdinden gelen ikaz ve toplumdaki reaksiyonlar sonrasında Miçotakis hükûmetinin bir “denetim mekanizması” oluşturmak için harekete geçtiğini gösteriyor.
Son bilgilere nazaran hükûmet Ege’deki geri itmeler sıkıntısıyla ilgili şikayetlerinin el alınacağı bir sistem kuruyor.
Mekanizmaya yansıyacak olan şikayetler gerek duyulması halinde adalete ulaştırılacak.