”Tevellüdüm merak ise,miladı otuz dokuz…
Kasım’ın 17’sinde Zeynel Babadan geldim…
Döndü Ana’ya rahmolmuş ehlibeyt meftunuyuz… Ben faninin acısına Seyr-ü Sefa’ Dan geldim..” diyen Aşık Mahzuni Şerif ; askerlikten Marksizme, oradan da aşıklığa ve tutukluluğa giden ömründe daima dik durduğunu tabir ederken, Pir Sultan ideolojisiyle yaşadığını da sık sık lisana getirirdi.
Dünyanın en büyük ozanlarından birini, kendisini yargılamaya götüren dizeleriyle anmak farzdır…
”Köşkün sarayın yıkılsın… erim erim eriyesin”
20 yıl evvel bugün gurbet ve gurbetçi kenti Köln’ de kaybettiğimiz Aşık Mahzuni Şerif, Alevi Türk Halk Ozanı olarak kıymetli bir yere sahipti… 453 plak, 8 kaset ile bir rekora imza atmış olan Şerif, 1989-1991 yılları ortasında Halk Ozanları Federasyonu tarafından, dünyanın yaşayan en büyük ozanı sayılmış; yapıtları değerli sesler tarafından tekrar tekrar okunmak suretiyle yaşatılmıştır…
Kendini tabir ederken, özünü yadsımayı ve saklamayı bir nevi ayıp sayan ozan, “Elhamdülillah Kızılbaş’ım ve laikim. Ben değil, yedi sülalem Kızılbaştır. Bir hata varsa o da dedemdedir.” dediği için DGM’ de yargılanmıştır. Dava sonuçlanmadan vefat etmiştir. Mezarı Hacı Bektaş Veli Külliyesi’nin yakınındaki Çilehane ismi verilen yerdedir.
“Gel Bâtın Gizli”, “Zincirli Vize”, “Fadimem”, “Dargın Mahkum”, “Dom Dom Kurşunu”, “Benim Neyim Var”, “Barışak” ve “Son Acı (Orta Doğu) en kıymetli ve en çok seslendirilen türküleri olarak bilinirken, özgür vezin olarak yazdığı tüm şiirlerini “Dolunaya Tül Düştü” isimli kitabında toplamıştır.
Hasret Kalkan