Ali Eyüboğlu köşe yazısında, “Ahmet Kaya ve Müslüm Gürses… Kendi dünyama yabancı olanlara fark etmeden kapattığım kapıları açıyorum. Bu sanatkarlara hürmet ve hayranlık duyuyorum. Denemediyseniz öneririm.” şeklinde yazdı.
İşte Ali Eyüboğlu’nun yazısı:
“Ön yargılarım nedeniyle hakkını veremediğim iki sanatçıyı Spotify’dan dinleyerek farkı kapatmaya çalışıyorum. Ahmet Kaya ve Müslüm Gürses… Kendi dünyama yabancı olanlara fark etmeden kapattığım kapıları açıyorum. Bu sanatkarlara hürmet ve hayranlık duyuyorum. Denemediyseniz öneririm.”
Bu özeleştiriyi yapan kim mi? Türkiye’nin ünlü psikologlarından Prof. Dr. Acar Baltaş…
“Acar Baltaş’ın iki sanatçı hakkındaki ön yargılarının sebebi nedir?” diyebilirsiniz. Haklı ve yerinde bir soru bu ve Acar Baltaş’a nazaran karşılığı şu:
“Birçok neden olabilir, biri de ‘Aynı kültürel geçmişi paylaşamadığımız için” olabilir mi?”
Ön yargılarımızın bize ördüğü duvarların ardında kalan renkleri, tadları ıskalayarak daha keyifli bir hayat sürdüğümüzü düşünebiliriz.
Ama yıllardır insanların fikrine başvurduğu, bunun için güzel paralar ödediği Acar Baltaş üzere bir psikolog bile iki sanatçı hayattayken ön yargıları yüzünden Ahmet Kaya ve Müslüm Gürses’i canlı canlı dinleme hakkından yoksun kalıyorsa ‘one minute’!
Acar Baltaş üzere işinin uzmanı bir psikolog bile ön yargıları yüzünden bugün ‘saygı ve hayranlık’ duyduğu iki sanatkarın vaktinde hakkını teslim edemediğinden pişmanlık duyuyor ve bunu itiraf ediyorsa, zihnimizde oluşturduğumuz barajların gerisinde bıraktıklarımızla ilgili biraz düşünmemiz ve empati yapmamız gerekmez mi?