MHP Genel Lider Yardımcısı Semih Yalçın, son periyotta yayınlarının Millet İttifakı aksisi olduğu gerekçesiyle Habertürk TV’yi maksat aldı.
“Habertürk idaresinin, uzunca bir müddettir direkt partimiz aleyhinde hal içine girdiği ve şiddeti adım adım artan bir tonla MHP muarızlığını sahnelediği gözlerden kaçmamaktadır” diye yazan Semih Yalçın toplumsal medya hesabından uzun bir açıklama yaptı.
Semih Yalçın paylaşımlarında FOX TV ve Odatv’yi de gaye alarak, “Habertürk; Cumhur İttifakı aleyhtarlığı, felaket tellallığı ve haysiyet cellatlığı taşan yayın siyasetlerinde Amerikancı Fox TV’yi ve Oda TV’yi yalnız bırakmamaya karar vermiştir” tabirlerini kullandı.
Semih Yalçın Habertürk’ün sahibi iş insanı Turgay Ciner’i de gaye alarak şunları paylaştı:
Habertürk’ün MHP aleyhindeki yayınlarını ısrarla devam ettirmesi üzerine vakit zaman partimizce verilen sert yansılara televizyon idaresinden pişkin ve cüretkâr bir üslupla karşılık verilmiş, “olgulara dayanmayan ve hakkaniyetli olmayan savlarda bulunduğumuz” öne sürülmüştü.
Bu örneklerden birisinde şu anda yayınlanmakta olan Habertürk gündem’de Kürşat Oğuz’a gönderdiğimiz ÖSYM lideri ile bilgilerin Berhan Şimşek üzere yazısı turası silinmiş birisinin insafsızlığına teslim edilmesidir.
Habertürk’ün bu davranış usulünde ele alınacak taraf bulunmayan programlarında dikkati çeken yanlışlardan en büyüğü; Mecliste temsil edilen ve maşeri vicdanı aksettiren MHP’nin kurumsal kimliğinin, medya kuruluşu sıfatıyla maksat alınmasıdır.
Gazeteciliğin temel normları ortasındaki tarafsızlık prensibine ters olan bu tavır, Türkiye’de yerleşik demokratik teamüllere de mugayir ve hukuksuzdur.
Ayrıca Habertürk’ün hakikatleri setreden densiz ve volümü işvereni tarafından ayarlanmış karşılıklarında yer alan tabirler, çalışanların yahut televizyonu yöneten maaşlı takımların kullanmaya yeltenebileceği bir üslup değildir.
MHP’nin kurumsal kimliğini ve siyaset anlayışını eleştiren kelam konusu kinayeli ve göndermeli tabirler, düpedüz patronaj aklı ve şark kurnazlığı numunesidir.
Haddini bilmez MHP aleyhtarı yayınların gerisinde işvereninin teşvik ve desteği olmasa hiçbir Habertürk çalışanının bu kadar cüretkâr olması mümkün değildir.
Halkın sesi, Hakk’ın savunucusu olması gereken Habertürk; sahibinin sesine dönüşmüştür.
Milletin birlik ve bütünlüğü, devletimizin bekası için gayret eden MHP aleyhinde şuurlu ve programlı surette hayata geçirilen yayın siyasetlerinin ardındaki patronajı görüyoruz.
Habertürk’ün partimiz aleyhindeki yayınlarının gerisinde bu kara kanalın sahibi olan Turgay Ciner’in MHP’ye hasımlığı yatmaktadır.
Uyarılarımızın kulağına küpe olmadığını gördüğümüz Turgay Ciner, geçmişteki siyasi tartışmalar üzerinden Habertürk çalışanlarını MHP’ye ve Cumhur İttifakına amaçlı olarak saldırtmaktadır.
Ciner, neyine ve kimlere güvenmektedir?
Görünen o ki Habertürk ince ince safını tayin etmiş, kendine yeni bir misyon belirlemiştir. Habertürk; Cumhur İttifakı aleyhtarlığı, felaket tellallığı ve haysiyet cellatlığı taşan yayın siyasetlerinde Amerikancı Fox TV’yi ve Oda TV’yi yalnız bırakmamaya karar vermiştir.
ISRARLA SÜRDÜRÜLMEKTEDİR
Son lokal seçimlerden beri Habertürk’ün yayın siyasetlerinde terazinin miyarı şaşmış, sol kefesi ağır basmaya başlamıştır. Bu cins taraflı yayınlar, Cumhur İttifakına muhalif siyasetçiler ve nevzuhur partilerin temsilcileri ekranlara çıkarılarak hala ısrarla sürdürülmektedir.
Habertürk’ün sahibi olan Ciner’in, ABD’de giriştiği yatırımlar malumdur. Milletin sırtından kazandığı milyarları yatırım mazeretiyle ABD’ye taşıyan ve kendine New York’ta saray yavrusu malikâne satın alan Ciner, sıkışınca Okyanus Ötesine sığınanların yolundan gitmeye adaydır.
Ciner’in, Türkiye’de Amerikan idaresi tarafından el altından desteklenen zillet cephesine siyasi yatırım yapmasının da tesadüf olmadığı kanaatindeyiz.
Turgay Ciner, millet düşmanlarına Azrail kesilen MHP’nin ve vazgeçilmez ulusal çıkarlarımızın karşısında yer almış, zilletçiliğe soyunup PKK’nın siyasi kanadının ve terör sevicilerin yanında saf tutmuştur.
Bu televizyon kanalının, son günlerde zillet ittifakının sözcülerinin ağzından vakit zaman darbe çığırtkanlığı yaptığı da gözümüzden kaçmamaktadır. Hukuksuzluk ve Jakobenizmi davet eden siyaset zangoçlarının, uğursuz çanlarını bu ekrandan çalmaya başlaması da pek manidardır.
Gezi’ci ve darbeci mahfillerin çevirdiği dümenler, yeni bir kirli oyunun hazırlıklarına benzemekte, burnumuza makûs kokular gelmektedir. Malum ekranlarda CHP ve yoldaşlarının milleti ve ulusal iradeyi ağızlarına almaması ve daima tribünlere oynaması hayra alamet değildir.
Görünen o ki CHP’nin, demokrasi ve hukuk sistemine müdahale hastalığı nüksetmiştir. Evvelce beri CHP’nin pek becerikli olduğu ulusal irade cellatlığı, yeni bir kisveye bürünmüştür.
Hükümeti demokratik yollardan düşüremeyeceklerini ve Cumhur İttifakını yıpratamayacaklarını anlayanlar, cuntacı kodlarına yaslanarak antidemokratik yollara başvurma niyetlerini açık etmektedir.
Anlaşıldığı üzere CHP’nin asıl gayesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini ortadan kaldırmak ve cumhurbaşkanını iş başından uzaklaştırmaya yönelik Amerikan merkezli bir planı hayata geçirebilmektir.
TURGAY CİNER’İN YANINA KÂR KALMAYACAKTIR
Zilletçilerin basın ayağındaki payandaları; planlı bir kalkışma için kelam birliği etmiş üzere, iktidarı yıpratma Zilletçilerin basın ayağındaki payandaları; planlı bir kalkışma ve için kelam birliği etmiş üzere, iktidarı yıpratma ve karalama siyasetlerine sürat vermiştir.
Zillet cephesinde olup bitenler, bir yerli güldürü sinemasının nakaratında söylendiği üzere, “Organize işler bunlar.” dedirtmektedir. Halbuki bu şer işbirliğinin süreçlerinden ziyan gören ne iktidar, ne MHP ne de Cumhur İttifakıdır; asıl ziyana uğrayan, direkt Türk devletidir.
Habertürk; yazılı gazetecilikte havlu attıktan sonra TV kanalından MHP ve Cumhur İttifakı ile arbedeyi ve darbe sevdalılarının safını seçerek en büyük yayın kusurunu işlemiş, böylelikle görsel alandaki gayelerinden sapıp siyaset ringine çıkmakla nakavt olmayı peşinen kabullenmiştir.
Habertürk’ün Türk milletinin siyasetteki sesi olan MHP’ye düşmanca yayınlarını sevk ve yönetim etmek, Turgay Ciner’in yanına kâr kalmayacaktır. Şüphesiz bir gün kendisiyle hesaplaşılacaktır.
Ciner, milletten kazandıklarıyla millete tuzak kurmanın faturasını ödeyecektir.
Kendisinin ve el altından takviye verdiği CHP ile ayakçılarının hesap etmediği bir konu vardır ki o da millet gerçeğidir.
Millet iradesinin üstünde hiçbir beşeri kuvvet ve kudret yoktur.
Siyasetin alternatifi, ulusal siyasettir.
İktidarın gerçek sahibi partiler değil, millettir.