Gezi davasının gerekçeli kararı açıklandı. Kararda Osman Kavala’nın Gezi’ye masa, iskemle getirtmesi, Mücella Yapıcı’nın “İşimiz var ihtilal yapacağız” demesi suça münasebetler ortasında sayıldı. Kararda, 28 Şubat 1997’de Sincan’da yürüyen tanklarla, Seyahat protestocuların fonksiyonunun tıpkı maksada yönelik olduğu savunuldu.
Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasına, Mücella Yapan, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden, Hakan Ali Altınay, Çiğdem Mater’in 18 yıl mahpus cezasına çarptırılarak tutuklandığı Seyahat davasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı.
Kararda Seyahat protestoları kalkışma olarak nitelendirilirken, sanıkların birbirleri ortasındaki telefon konuşmaları Seyahat’in bu bireyler tarafından organize edildiğine kanıt sayıldı.
TELEFON DİNLEMELERİ SAVUNULDU
Davada bilhassa 2013’te FETÖ’den firari savcı ve polislerin talimatlarıyla yapılan telefon dinlemelerini çok tartışılmıştı. Gerekçeli kararda bu dinlemelerin kanıt sayılması savunulurken Yargıtay’ın dinlemeyle ilgili kararına şu atıf yapıldı:
“İletişimin dinlenmesi ve kayda alınması müdafaa önleminin uygulanabilmesi için sonlu kabahat, kuvvetli kuşku ve öteki türlü kanıt elde edilme imkanının bulunmaması şartlarının bir ortada bulunması gereklidir.”
Bununla birlikte şartlara formu olarak değil ceza muhakemesinin gayesi göz önünde bulundurularak bakılması gerektiği belirtildi, kovuşturma etabında yüklenebilecek vasfın değişmesinin olağan olduğu yazıldı. Değerli olan ise bu savunulurken, eldeki dataların epey hudut olmasının vurgulanmasıydı.
Değerlendirme kısmında Osman Kavala’nın Açık Toplum Vakfı üzerinden Seyahat Kalkışması’nı organize ettiği yazılırken, forumlarda büyük tesiri olduğu, buralarda alınan kararların ona danışılmadan alınmadığı, tüm memleketler arası teşebbüslerin onun üzerinden kurulduğu tez edildi.
MASA, İSKEMLE ALARAK KALKIŞMA ORGANİZE ETMEK…
Bunların yanı sıra Kavala’dan birtakım bireylerin para istemesi, Seyahat Parkı’na masa, iskemle götürmesi Kavala’nın hatasına kanıt olarak gösterildi. Kavala’nın bir telefon konuşmasındaki şu kelamları örnek verildi: Bu türlü bir plastik masa bulup, çok değerli, o çok yararlı oluyor. Plastik büyükçe bir masa ve 10-15 tane iskemle olursa beşerler daima orada uyum masası üzere şey yaparlar…”
Mine Özerden’in Taksim Platformu’nu büyük oranda denetim ettiği yazılırken Çiğdem Mater’in çekemediği belgesel de gerekçeli kararda yer aldı. Bununla ilgili Whatsapp kümesi kurulması münasebetler ortasında sayılırken “Gezi Kalkışması belgeseli ile ilgili bir dizi görüşmeler yaptıkları, lakin Seyahat Kalkışması’nın başarıya ulaşamamış olması sebebiyle belgesel hazırlama fikrinin de yarıda kaldığı anlaşılmıştır” denildi.
10 AYDA 13 GÖRÜŞME ‘SIK İRTİBAT’ SAYILDI
Telefon görüşmeleri gerekçeli kararda hayli yer kaplıyor. Ancak ‘sık irtibat kurdukları anlaşılıyor’ denilen konuşmalar ortasında çok az sayıda görüşmeler de yer alıyor. Örneğin Kavala ile ilgili “12 Ağustos 2012 tarihi itibariyle sanık Şerafettin Can Atalay ile sık irtibat kurmaya başladığı” tabiri yer aldı. Bu tarihten haziran 2013’e kadar, yani 10 ay içinde Atalay ile Kavala ortasında yalnızca 13 görüşme gerçekleşti. Mehmet Ali Alabora ile haziran 2013’te yaptığı üç telefon görüşmesi de “…bu suretle de sanığın Seyahat Kalkışması başlamadan önce de diğer sanıklarla irtibat halinde bulunduğu ve faaliyetler yürüttüğü anlaşılmaktadır” biçiminde karara geçti.
Taksim Dayanışması üyelerinin yazılı, görsel ve toplumsal medya üzerinden yoğun dezenformasyon faaliyetleri yürüttükleri, bir çok temelsiz haberi kasıtlı olarak paylaştıkları, halkın hassasiyetini kullanarak provakatif faaliyetlerde bulundukları, böylece halkı emniyet güçlerine karşı yasadışı aksiyon ve gösteri yapmaya tahrik ettikleri argüman edildi.
“İŞİMİZ VAR İHTİLAL YAPACAĞIZ” DEMEK KABAHAT SAYILDI
Mücella Yapan hakkında ise “provokatif paylaşımların toplumsal medyada yaygınlaştırılması, bir elden twitter üzerinden paylaşımlarda bulunulmasından sorumludur” denildi. Yapıcı’nın bir görüşmede “İşimiz var ihtilal yapacağız” demesi de cezaya neden olan ögeler ortasında sayıldı. 2011 yılından itibaren Mücella Yapan, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın irtibat kurması da kalkışma tertibi anlatmak için kullanıldı. Ama bu üç ismin de, meslek örgütü TMMOB’da uzunca mühlet misyon yaptığı biliniyor.
GEZİ, 28 ŞUBAT’A EŞ TUTULDU
Yargıtay’ın 28 Şubat kararı da Seyahat davasında hükümeti devirmeye teşebbüsten verilen cezalar için örnek gösterildi, şöyle denildi:
“04.02.1997 günü Sincan ilçe merkezinde tankların yürütülmesi suretiyle ortaya konan maddi cebrin kesinlikle ve doğrudan Başbakan ve/veya hükumet üyelerine tevcih edilmesi gerekmez. İcra vakit ve stili itibariyle bu cebrin muhatabının icra vekilleri heyeti/hükumet olduğunda kuşku yoktur.”
Sincan’da yürüyen tanklarla, Seyahat protestocuların fonksiyonunun tıpkı gayeye yönelik olduğu savunuldu.