tv100’deCandaş Tolga Işık ile Az Evvel Konuştum’un bu haftaki konuğu iş insanı Ethem Sancak oldu. Sancak, tank-palet fabrikası polemiğinden AKP’den istifa sürecine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan sevgisinden siyasi ideolojisine kadar birçok hususta samimi açıklama yaptı.
Ethem Sancak Tank Palet fabrikası ile ilgili “Tankları yapacak yer arıyorduk. Bir an evvel tank imalatına geçelim diye Savunma Bakanlığı bize kiraladı” açıklamasını yaptı.
İşte o kelamlar:
AKP’den ihraç edilmesine dair de konuşan Ethem Sancak, “AK Parti’den ferdî bir beklentim olmadığı için üyesi olmuşum olmamışım fark etmiyor. Ben ruhen zati o davanın insanıyım. Esasen bir kart da vermiyorlar üyelik için. Hasebiyle bir şey hissetmedim” sözlerini kullandı.
İşte o kelamlar:
Rusya-Ukrayna savaşına dair niyetlerini de aktaran Sancak, “NATO, Sovyetler Birliği’ne karşı kurulmuştu. Sovyetler Birliği bitti niçin dağıtmadılar? Bunu tekrar organize ettiler Çin’e saldıracaklar. Önünde iki tane mani var Türkiye ve Rusya, 15 Temmuz’da Erdoğan’ı indirmeye kalktılar beceremediler” dedi.
İşte o kelamlar:
İşte Sancak’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
Gençlik yıllarımda tanınan popüler bir gençlik başkanıydım. Uzun bir müddet siyasetle uğraştım. Doğu Perinçek’in Türkiye Emekçi Köylü Partisi’ni uzun mühlet yönettim. Darbe olduktan sonra siyaset bitti benim için.
İş ararken bir Eczacı arkadaşım vasıtasıyla bir ilaç şirketine yönetici olarak girdim. O vakit 300 tane ecza deposu vardı biz sondan ikinciydik. Ben Genel Müdür olunca bunu büyütmeye başlattık. 4-5 yıl içerisinde Türkiye’nin en büyük deposu haline geldi.
Yeni bir anlayış getirdim ben. İlaca artırım geliyordu o vakit depocular etiketleyip para kazanıyorlardı. Ben bunun haksızlık olduğunu düşündüm zira bizim vazifemiz aracılık yapmak. Ben kendi depomda bunu yasakladım. Rafta ne fiyatsa satmaya başladım.
ERDOĞAN’A OLAN SEVGİSİNİN NEDENİ
Siirt’in bir köyü protesto için seçime gitmedi. Ben de bir iş seyahatindeydim. O vakit Dünya İlaç Dağıtıcıları Federasyonu’nun idare heyeti üyesiydim. 2001 zenginlik sıralamasında Türkiye’nin 20. zenginiydim. Daha AK Parti yoktu.
Amerika’da iş seyahatindeydim. Çok heyecanlandım ‘Sayın Valim sen tutanağı tut gelelim Tayyip Bey’i ikna edelim’ seyahatimi yarıda kestim döndüm Siirt’e, Tayyip Bey’den randevu istedik. Bize randevu verdi.
Işık: Bu bir başkana karşı beslenecek his olarak fazla değil mi?
Bu Türk halkı onlarca yıldır Mustafa Kemal’e aşık, vazgeçiyor mu? İkisi de bu toplumun tarihe geçecek büyük başkanları.
Orda şunu gördüm, çok ahlaklı bir kimlik, hiç palavra söylemeyi bilmeyen, dobra dobra halkla diyaloğunda da o denli olan ahlaklı bir başkan gördüm ve Ahmet Kaya’ın tabiriyle aşık oldum adama. Neferi olarak gerisinden yürüdüm, hiçbir şey de istemedim.
“İHRAÇ EDİLMEDİM, İSTİFA ETTİM”
İhraç edilmemek için istifa ettim. Fiili olarak AK Parti’nin üyesi değilim. İstifa ettim. ‘Ethem Sancak ihraç istemiyle Vilayet Disiplin Kurulu’na sevk edildi’ haberini duyunca dedim ki bu onur kırıcı bir şey şayet partiye rahatsızlık verdiysem kendim istifa edeyim ve istifa dilekçemi yazdım gönderdim.
Işık: Sizi hiç kimse arayıp ‘Dur yapma’ demedi mi?
İlçe Başkanı’nı arayıp ‘İstifamı yollayayım’ deyince çok üzüldü. ‘Sen bizim abimizsin’ dedi. ‘Beni yuvadan kopardınız napayım?’ dedim. Hayır, hiç kimse aramadı.
‘Sol, kendi insanını ve emeği sevmektir’
Bizim solculuğumuz ulusal bağımsızlıktı. Deniz Gezmiş idama giderken ‘Kahrolsun Amerikan emperyalizmi’ demiştir. Vatansever olmayanın solcu olmaya hakkı yoktur. Sol, kendi insanını ve emeği sevmektir.
Toplumsal bir fenomen haline gelince AK Parti ve iktidarı alınca, Amerika her yerde yaptığı üzere o partilerin içine sızmaya çalışır, teslim almaya çalışır ve köleleştirmeye çalışır. Kimisi buna direnmez kölesi olur kimisi de direnir onları da darbelerle devirirler.
AK Parti’den şahsî bir beklentim olmadığı için üyesi olmuşum olmamışım fark etmiyor. Ben ruhen aslında o davanın insanıyım. Aslında bir kart da vermiyorlar üyelik için. Hasebiyle bir şey hissetmedim.
TANK-FALET FABRİKASI POLEMİĞİ
Tank-palet fabrikası almadık biz. Onu dezenformasyonla çarpıtıyorlar. Koç’un takriben 10 milyon euroluk girdiği ihaleyi yaklaşık 3.5 milyon euroya aldık. Tankları yapacak yer arıyorduk. Fabrika kuracaktık Karasu’da, o uzun sürüyordu, ordunun acil muhtaçlıkları vardı. Bir an evvel tank imalatına geçelim diye Savunma Bakanlığı bize Arifiye’yi 25 yıllığına kiraladı.
Savunma sanayi işine girdiğim vakit yatırdım para 50 milyon dolardı, çıktığımda 60 milyon dolar para aldım.
Işık: 200 milyon dolara aldığınız tank palet fabrikasının yarısını 300 milyon dolara Katarlılara sattınığınız söyleniyor
Yalan kardeşim. Ben tank-palet fabrikasına bir kuruş para vermedim, kiraladım zira. 50 milyon dolar yatırım yapacaktım. Şirket yapacaktı bunları. Katarlılarla ortaktım, bir de yerli ortağım vardı. Ben aldım, 1 milyar euroya kadar ciroyu çıkarttım. Birinci 100’e girdi, dünya savunma sanayi sıralamasında. Dağılmış bir şirketi 4 bin çalışana çıkarttım. Sonra vazifem bitti, bayrağı bir vatansever adama devrettim.
Işık: Neden bitti vazifeniz? Tank palet fabrikasının yarısını 300 milyon dolara Katarlılara satıldı mı satılmadı mı?
Ortaklar ortasında ihtilaf çıktı. Palavra. Tank palet fabrikasının yarısını 300 milyon dolara Katarlılara falan satmadım. Ben BMC’yi aldığımda Katar, tank-palet falan filan yoktu, dağılmış bir şirketti. Onları toparlamak için şirketi aldım ben. Dağılmış şirketin yarısını Katarlılara sattım. Paralarını verdiler, hisselerine düşen neyse payda. 700 milyona almıştım 350 milyona yarısını sattım onlara. Ortak aldım. Bir de finansman verdiler. Sonra büyüttük, 72 savunma sanayi eseri geliştirdik orada. Sonra tank ihalesi yapıldı. Koç’a önerildi prototipleri o geliştirdiği için. Koç yüksek fiyat istedi. Devlet vermedi o yüksek fiyata. İhaleye girdik, biz FNSS ve Koç. En düşük teklifi ben verdim, tankın imalatı için. İhale bende kaldı.
İLAÇ İŞİNE GERİ DÖNDÜ
Sağlık kesimine döndüm. Orada Türkiye’nin en eksiği ilaç molekülü geliştirmek, hasebiyle Asyalı bilim adamlarıyla bir ortaya geldik ve onları üreteceğiz.
Işık: Siyaset bitti mi?
Benim için siyaset bitmez, insan siyasi bir varlıktır ve siyaset halka hizmettir. Halka hizmet etmeyi düşündüğün sürece siyasete gireceksin. Kutsal bir iştir. Ben siyasetçilere büyük hürmet duyuyorum.