İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’nun, 13 bin oy fark ile kazandığı 31 Mart seçimlerinin iptal edilmesinin akabinde yaptığı basın açıklamasında YSK Lider ve üyelerine hakaret ettiği argümanıyla yargılandığı davanın duruşması, Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 1 Haziran Çarşamba günü yapılacak. Duruşmada karar çıkması bekleniyor. İBB Basın Ofisi’nden davayla ilgili bugün yazılı bir açıklama yapıldı.
Anka’nın aktardığına nazaran İmamoğlu’nun yargılanma süreci ve gelinen noktanın başlıklar halinde anlatıldığı İBB açıklaması şöyle:
“İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 1 Haziran saat 11:30’da yapılacak duruşmada; savcılığın temel hakkındaki mütalaasında Konsey halinde çalışan kamu görevlilerine hakaret teziyle Sayın Ekrem İmamoğlu’nun 1 yıl 3 aydan 4 yıla kadar cezalandırılmasına ait talebi hakkında yapılacak savunmalar sonrasında karar verileceği beklenmektedir. Mevzuyla ilgili sürecin kronolojisi ve ayrıntıları aşağıda anlatılmaktadır.
DAVANIN KAYNAĞI: İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, 30 Ekim 2019 tarihinde Fransa’nın Strasburg kentinde düzenlenen Avrupa Kurulu Mahallî ve Bölgesel İdareler Kongresi’ne İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri olarak katıldı. İmamoğlu, bu kongrede yapmış olduğu konuşmada; seçim sürecinde kamu kaynaklarının iktidar lehine sınırsız bir halde kullanıldığını, seçim mühletince toplumu bölen ve kutuplaştıran lisan kullanıldığını, Cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin seçim yasaklarını dikkate almayan hareket ve uygulamalarını, devletin haber ajansı olan Anadolu Ajansı’nın seçim sonuçlarını manipüle etmek istediğini aktardı. Ve iktidarın, manipülasyonla kazanamadığı 31 Mart seçimini, seçimleri yönetmekle yetkili olan Yüksek Seçim Heyeti kararı ile iptal ettirerek kazanmak istediğini vurgulayarak siyasi tenkitlerde bulundu.
İMAMOĞLU STRASBURG’DA TAM OLARAK NE DEDİ: Açıklamanın tamamı değerlendirildiğinde, kelam konusu açıklamaların büsbütün siyasi bir tenkit olduğu ve yargı mensupları ile bahsin ilgisi bulunmadığı açıktır. Gerçekten İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’nun ‘31 Mart’ta oy verenlerle sandıklara ve demokrasiye, 16 milyon İstanbulluyla daima birlikte sahip çıktık. Günlerce sandıkların başında nöbet tutuldu. İktidar, manipülasyonla kazanamadığı seçimi, seçimleri yönetmekle yetkili olan Yüksek Seçim Heyeti kararı ile iptal ettirerek kazanmak istemiştir. Fakat iktidarın tüm gücüne karşın yurttaşlarımızın güçlü iradesi 23 Haziran gecesi bir sefer daha ve çok daha güçlü ve gür bir sesle demokrasiden yana olmuştur. Seçimle gelenin seçimle gitmediği yerde ne demokrasi olur ne de hukukun üstünlüğü kalır. Vatandaşın sandıktan çıkan iradesi, bir grup makam sahiplerinin kendi isteklerine nazaran geçerli ya da geçersiz sayabileceği rastgele bir irade değildir. Vatandaşın seçme ve seçilme hakkını özgürce kullanmasının önüne mahzurlar çıkarmak, demokrasi dışı arayışlar içindeki bölümleri güçlendirmekten öteki bir işe de yaramaz’ biçimindeki kelamları büsbütün siyasetçilere yönelik tenkitlerden ibarettir.
BAKAN SOYLU NASIL DAHİL OLDU VE HATA İŞLEDİ: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 4 Kasım 2019 tarihinde bir açıklama yaparak Ekrem İmamoğlu’nun kongrede yapmış olduğu konuşmasından ötürü müvekkile ‘Avrupa Parlamentosu’na gidip Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum; bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Yazıklar olsun’ tabirlerini kullanmıştır. Bakan Soylu’nun kamu vazifelisi olan Ekrem İmamoğlu’na misyonundan ötürü söylediği bu kelamlar nedeniyle resen soruşturulması gereken cürümler işlemiştir.
İMAMOĞLU’NUN SOYLU’YA YANITI: Yeniden 4 Kasım 2019 günü, Üsküdar Fethipaşa Korusu’nda, İçişleri Bakanı Soylu’nun bu kelamlarını hatırlatarak basın mensuplarının İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’na soru sormaları üzerine İmamoğlu, bu kelamlara karşı o düzeye inmeyeceğini, lakin bir cümle ile oraya değinmek istediğini belirterek, ‘31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart’ ta seçimi iptal edenler ahmaktır, evvel oraya bir odaklansın’ diyerek, Bakan Soylu’nun kelamlarını iade etmiştir.
SOYLU’NUN İSTANBUL SEÇİMLERİ VE İPTAL KARARINDAKİ ROLÜ: Hatırlanacaktır, Bakan Soylu gerek 31 Mart İstanbul seçimleri sürecinde gerekse de 6 Mayıs 2019 tarihinde seçimlerin iptali ve yine seçim kararının alınması sürecinde canla başla çalıştı. Büyükçekmece ilçesinde sandık vazifelilerinin kovuşturulması ile ilgili siyasi kararlar alıp uyguladı. Kamuoyuna gerçeklere ters onlarca beyanatta bulundu. İptal edilen seçimde İçişleri Bakanı sıfatıyla Ekrem İmamoğlu’nun rakibinin yanına gitti ve kamu gücünü kullanarak her manada dayanak oldu. Seçimlerin iptal edilmesi gerektiği fikrini her ortamda savunarak haksız ve hukuksuz iptal kararının çıkarılması istikametinde ağır eforlar gösterdi.
İMAMOĞLU YSK ÜYELERİNİ DEĞİL, SİYASALLARI ELEŞTİRDİ: İBB Lideri Ekrem İmamoğlu bunları eleştirmiştir, ‘oraya bir cümle yapmak isterim’ diyerek dikkat çekmek istediği nokta tam da burasıdır. Seçimde haksızlığa uğradığı için 13 binlik oy fark 810 bine çıkmıştır. Büsbütün yasal seçimleri iptal ettirerek tekrar seçime gidilmesi bu sonucu doğurmuştur. Bakan Soylu’ya yönelik sözlerle dikkat çekilmek istenen noktanın bu olduğu açıktır.
Seçim sonuçlarını değiştirmeye yönelik haksızlık ve hukuksuzluğa öncülük eden bir bakanı eleştirdi diye cezalandırılmak istenmesi de bir öbür haksızlıktır. Yapılan açıklama, Bakan Soylu’nun yakışıksız kelamının kendisine iadesinden ibarettir. Yüksek Seçim Kurulu’na yahut üyelerine yönelik rastgele bir kelam ve kast kelam konusu değildir.
İDDİANAME VE DAVA: Bütün bu olaylar üzerine Yüksek Seçim Konseyi Başkanlığı tarafından 15/11/2019 tarihli müzekkere ile yapılan hata duyurusundan hareketle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Ofisi tarafından hazırlanan 2020/53491 soruşturma numarası, 2021/28722 temel numarası ve 2021/22456 iddianame numarasıyla İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’na karşı dava açılmıştır.
1 Haziran 2022’de karar verilmesi beklenen davada İmamoğlu’nun ’31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır’ halindeki söyleriyle YSK üyelerine alenen hakaret ettiği, şura üyelerinin onur, gurur ve saygınlığını rencide edecek nitelikte olduğu sav edilerek cezalandırılması talep edilmiştir.
HEDEF İMAMOĞLU’NU SİYASİ HAKLARDAN YOKSUN ETMEKTİR: Özetlendiği üzere Ekrem İmamoğlu, kendisine hakaret eden bir politiğe tekrar kendi kelamlarıyla karşılık vermiştir. İmamoğlu’nun ne temel olarak ne de biçim olarak YSK üyelerini amaç alması kelam konusu değildir. Hasebiyle kelam konusu dava, mesnetsiz bir davadır; türel değil, siyasi bir davadır. Bakan Soylu, bir kamu vazifelisi olan İBB Başkanı’na hakaret ederek süreci başlatmıştır.
Bu davayla 2019 İstanbul seçimlerinde ortaya çıkan sonucu ve seçmen iradesini kabul edemeyenler, konuşmanın özünü değiştirerek siyasi bir dava açılmasını sağlamışlardır. Hedef, hukuku siyasi rakiplerine karşı bir kere daha silah olarak kullanmak ve bu yolla Ekrem İmamoğlu’na mani olmaktır; İmamoğlu aleyhinde siyasi yasaklılık kararı oluşturmak ve önümüzdeki seçimlerden elemektir.”
TCK’NIN 53. UNSURU NE ÖNGÖRÜYOR
TCK’nın “Belli hakları kullanmaktan mahrum bırakılma” başlıklı 53’üncü hususunun birinci fıkrasının (b) bendi, ‘seçme ve seçilme ehliyetinden yoksun bırakmayı’ öngörüyor. (HABER MERKEZİ)